Whatsapp Görsel 2025 06 19 Saat 16.57.15 2A196A00

Yaradan harika ve çok güzel bir dünya yaratmış. Yarattığı hiçbir yerde tek bir renk, tek bir cins, tek bir varlık yok… Her şey bir ahenk içinde. Hayvanları, bitkileri ve insanları; cansız gibi görünen ama varlık sahibi olan ne varsa, hepsine bir düzen yüklemiş. Ruh sahibi olanlara nefs vermiş, cansız olanlara ise bir ömür süresi tanımış. Bütün varlıklar, fayda için yaratılmış. Ve her bir türün dişisini de erkeğini de yaratmış.

Bizi ise bu yuvarlak gezegenin içinde toplamış. Ruhumuz alındığında bile bu daireden kopmuyoruz. Belki de dünyayı yaratırken bir avuç toprak döktü ama zamanla bu toprak katman katman yükseldi. Ölenler, gidenler, üst üste konan yapraklar gibi…

Sonra bizi farklı milletlerden yarattı: siyahi, esmer, beyaz, kumral, sarışın…
Her birimize renk verdi.
Her birimize ayrı diller, ayrı yollar sundu.
Kimimiz güçlü, kimimiz zayıf olduk. Çoğalmamız için ise kalbimize aşkı, sevgi güdüsünü yerleştirdi. Enerjimizin eyleme dönüşmesini sağladı.

Ama biz bu küçük kürede birbirimize tahammül edemedik. Savaşlar ettik, kardeş kardeşi öldürdü… Zaten ilk cinayetle başlamıştı her şey.
Ve hâlâ devam ediyor.

Yaradan her birimize merhamet verdi, vicdan verdi ama sınırlar da koydu. Kimimiz bu kuralları farklı yorumladı, sabitledi, nesilden nesile aktardı.

Peki düşünelim: Eğer tek bir renk, tek bir dil, tek bir din olsaydı, yine de birbirimize zarar verir miydik? Evet. Çünkü gözle görünmeyen iki güç var: Biri “ruh” denilen his, diğeri “şeytan” denilen saptırıcı enerji. Eğer şeytanı fiziksel olarak görebilseydik, belki de öldürüp kurtulurduk. Ama o ölmüyor. Aksine, insanı insana düşüren bir etkisi var.

Ne zaman etkisine giriyoruz? Buluğ çağına kadar anne babamız bizi koruyor. Ama onların da bir yere kadar gücü yetiyor.

Peki biz ne yapmalıyız? Dünyanın yaratılışından bugüne kadar okuyup yazıp düşünerek geldik. Şimdi bizi susturacak, huzura erdirecek şey nedir? Ölünce cennete gitme umudu mu? Kötülük yapınca cehenneme gitme korkusu mu? Eğer bu iki hedef olmasaydı, ölümsüz mü olurduk?

Savaş, bizden öncekilerde de vardı, bizden sonrakilerde de olacak. Şeytan aynı şeytan, Yaradan aynı Yaradan… Ama insan aynı insan mı?

Bu karedeki gibi, yokluk içinde bile gülümseyebilen dört küçük çocuk… Zor şartlara rağmen aynı renkten, aynı dilden olan bu çocukları mutlu kılan şey nedir? Azla yetinmek mi? Sevgi insanı olmak mı?

Galiba biz bu dünyada sevgimiz alındıkça soğuduk. Haksızlıklar bizi içten içe çürüttü. Ruhumuzun, beynimizin kabul etmediği şeyler çoğaldı. Bazen yalnız kalarak, yanımızdaki dilsiz varlıklarla kurduğumuz sevgi bağıyla kendimizi yeniden bulabiliyoruz.

Bu yüzden etrafımıza güzellik katalım. Küçük görünen çiçekleri sevelim. Sevilmeyi hak edenleri sevdirelim. Kin ve öfke, insanlığa verilmiş en çirkin duygular. Unutmayalım, insanlığa ilk sunulan şey “cennet” ti.

Evet, cennetten çıktık ama ona hep bir özlemimiz var. O özlemi gidermek için cennet şuuruyla yaşamayı öğrenmeliyiz.

Bu yazı size göre sadece beş dakika akılda kalabilir. Ama ruhen açık olan biri için, bu sözler çok daha derin bir hale bürünebilir.

Saye Aşkın

Whatsapp Görsel 2025 06 19 Saat 16.57.15 Ade1A37F