Tüm ülkenin sıkıntı çektiğine işaret eden Babacan; “ Bu büyük ülkenin, bu güzel insanların çektiği sıkıntılara itirazımız var. Bu yokluğa, bu yoksulluğa, bu haksızlığa, bu adaletsizliğe itirazımız var. Bizim, çiftçimizin mağdur edilmesine itirazımız var. Kale'de biber, Beyağaç'ta tütün, Honaz'da kiraz, Güney'de kekik, Tavas'da çekirdek, Çivril'de elma üreten çiftçimizin zararına satış yapmasına, mallarının elinde kalmasına itirazımız var. Buldan'da, Güney'de, Çal'da bağların sökülmesine itirazımız var. Tarlada 3 lira olan Çivril şeftalisinin pazarda 25 liraya satılmasına itirazımız var. Tavas Avdan'daki köylümüzün toprağının gasp edilmesine, tarımın kömür madenciliğiyle bitirilmesine itirazımız var. Denizli'de, imar uygulamalarıyla birilerinin kayırılmasına itirazımız var. Artan maliyetler yüzünden tekstil üreticilerimizin dara düşmesine itirazımız var” ifadelerini kullandı.

‘ENDİŞEYE MAHAL YOK'

Vatandaşların endişe duymamasını, DEVA Partisi'nin tüm sorunlara çözüm bulacağını belirten Babacan şu ifadeleri kullandı: “Endişeye mahal yok. Biz buradayız. Bakın, biz bu seçimi kazandıktan hemen sonra neler yapacağız? Biz öncelikle, Türkiye'yi her alanda Avrupa Birliği standartlarına ulaştırmak için çalışacağız. Avrupa Birliği'ne üye olalım veya olmayalım, fark etmez.Bugünkü derdimiz bu değil. Bizim derdimiz, vatandaşlarımızı bir an önce, her alanda, Avrupa standartlarına kavuşturmak. Hiç endişeniz olmasın! Önce hukuku ayağa kaldıracağız. Tüm haklarımızı güvence altına alacağız. Türkiye'yi birinci sınıf hukuk devleti yapacağız. Tüm sorunları, hak ve hukuk çerçevesinde çözeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir vatandaşı, eşit ve onurlu bir vatandaştır. Sorunlarımızı “eşit vatandaşlık” ilkesiyle çözüp, ileriye bakacağız. Geçmişin tüm kamburunu üzerimizden atıp yarınlara yürüyeceğiz”

‘DİPLOMALAR İŞE YARAMIYOR, PARA PUL OLDU'

Gençlerin iş bulmakta zorlandıklarını belirten DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan; “Bakın arkadaşlar, bu hükümetin son döneminde verilen diplomaların çoğu artık işe yaramıyor. Bu nedenle gençler, arzu ettikleri türden bir iş bulmakta zorlanıyor. Biliyoruz, son yıllarda çalışanlarımızın da, emeklilerimizin de maaşları enflasyon karşısında eridi gitti. Bakmayın, bu hükümet kulağını altına alıp yatıyor. İşçilerin de, memurların da, emeklilerin de eline geçen para pul oldu.  İşte biz, arkadaşlar, bu ekonomik kriz iklimini 6 ayda ortadan kaldıracağız. Enflasyonu da en geç ikinci yılın sonunda tek haneye düşüreceğiz. Dikkat edin, süre veriyorum. Zaman söylüyorum. Sözümü takvime bağlıyorum. Enflasyonu 2 yılda tek haneye indirdik mi? İndirdik. Paramızdan altı sıfır attık mı? Attık.  Evet, 31 Aralık 2004 gecesi, paramızdan altı sıfırı attık. O gece, yılbaşı gecesi, Sayın Erdoğan'ın fotoğrafçılara verdiği bir poz var. Altı sıfırı atılmış 20 Liralık banknotla verdiği poz. İşte bu 20 Lira 15 dolar ediyordu. Şimdi kaç dolar ediyor? Anca 1 dolar ediyor” diye konuştu.

‘HUKUK OLMADAN ENFLASYON DÜŞMEZ'

Türkiye'de yüksek enflasyon ve döviz kurunun sorumlusunun hükümet olduğunu belirten Babacan; “ Son dört yıldır, tek imzayla ülkeyi yönetmeye başladıktan sonra, döviz kurunu da, enflasyonu da patlatan, bu hükümet. Geçenlerde Erdoğan diyor ki, ‘zamanında ben imza atmasaydım, Babacan paradan altı sıfırı atamazdı' diyor. İşte şimdi ben Erdoğan'a Denizli'den, bu meydandan sesleniyorum: Madem hikmet senin imzanda, at bi imza da şu enflasyonu düşürüver bakalım. Madem hikmet senin imzanda, at bi imza da şu döviz kurunu düşürüver bakalım. 2018 seçimlerinden bu yana, ülkeyi bir krizden diğer krize savuran, tek imzayla aklına geleni yapan sen değil misin yahu? Yapamaz! Ağzıyla kuş tutsa yapamaz. Çünkü şunu bir türlü anlayamadı: Hukuk olmadan, adalet olmadan enflasyon düşmez” dedi.

‘ŞU ANDA KRİZ VAR, İÇİM YANIYOR'

Babacan Denizli'deki mitingde şu ifadeleri kullandı: “Şu andaki kriz var ya bu kriz; bunun çözümü de bizde. Çözümün anahtarı bizde. Hiç merak etmeyin arkadaşlar. Nasıl 2 büyük krizi çözdüysek, bu krizi de çözmek bize nasip olacak inşallah. Bunlar, döviz kurunu patlattılar. Enflasyonu patlattılar. Asgari ücret, açlık sınırının altında kaldı. Hazinemizi borca batırdılar. Bir şey daha yaptılar. Bunlar tarihimizin en çok faiz ödeyen hükümeti oldular. Bakın rakamlar ortada. İçim yanıyor içim. Bu yılki bütçede faiz ödeneği tam 330 milyar lira. Bunun üzerine, bir de yeni icat ettikleri kur korumalı mevduat hesaplarına 300 milyar liranın üzerinde kur farkı ödeyecekler. Yani faiz ve kur farkını toplayınca, yaklaşık 650 milyar TL edecek. Rakamın büyüklüğüne bakın ya. Bu yıl çiftçiye ödenecek tarım desteklerinin tamamı 50 milyar, Erdoğan'ın faize ve kur farkına ödeyeceği tam 650 milyar”

‘YOKSULDAN TOPLUYAR, VARLIKLIYA VERİYOR'

“Yani yoksuldan topluyor, varlıklıya veriyor. Hesap ortada. Hey gidi ‘ezilenlerin hür sesi' Erdoğan hey. Nasıl oldu da bu hale düştün? Fakat bunlar hesap kitap bilmiyor. Sorun da burada zaten. Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz ödeyen yönetimi olarak tarihe geçtiler. Lafa gelince ne diyorlar. Faiz Lobisi…   O faiz lobisi Beştepe'de düğün yapıyor, düğün! Bunlar insanların hayallerini çaldılar. İnsanların hayatlarını çaldılar, hayatlarını. Ama, siz hiç merak etmeyin arkadaşlarım, 6 ayda bu krizi aşacağız”

‘ORTA DİREK YIKILDI'

“Bu hükümet ülkemizdeki orta direği yıktı.  Rahmetli Özal'ın inşa etmek için gayret ettiği, büyük emek sarfettiği orta direk yok oldu. Hele şu son 4 yıldır ülkemizde yoksul daha yoksul oldu, zengin daha zengin oldu. Bu hükümet korkunç bir servet transferi yapıyor şu anda. Yoksuldan alıyor, zengine veriyor. Yoksulun kazanırken veya harcarken ödediği vergileri toplayıp, zaten parası

olana faiz diye veriyor, kur farkı diye veriyor. İşte arkadaşlar, o yıkılan orta direği yeniden inşa etmek, bizim boynumuzun borcu. Herkese fırsat eşitliği vereceğiz. Devlete işe alımlarda KPSS sonrası yapılan mülakat uygulamasını kaldıracağız. Mülakat, kendilerinden olmayanları eleme aracı haline geldi. İşte bunun için mülakatı kaldıracağız. Bir gence bir cep telefonunun çok gören zihniyete ayıp olsun. Vatandaşın çoğu artık araba ev hesabı yapamıyor”

‘SEÇMEN ÖYLE 3-5 PARTİ ARASINDA KARARSIZ DEĞİL'

Babacan yapılan anketlerde kararsız seçmenin tüm partilere dağıtılmasını da eleştirdi. Babacan kararsız seçmenin omurgalı duruş gösterdiğini ifade ederek; “Oy verdiği partiden memnun olmayanlar, oy verdiği halde umduğunu bulamayanlar var. Kararsızlık nedir, çok iyi bilirim ben. Kararsızlık demek, eleştiri demek. Kararsızlık demek, omurgalı duruş demek. Anket şirketleri ne yapıyor? Kararsızları mevcut partilere dağıtıveriyor. Biz de diyoruz ki; bir dakika durun hele…  Bakın kararsızlar ne diyor? Dinleyin. Kararsızlar; ‘Ben oy vermek için kötünün iyisine, ehveni şere tamah etmem kardeşim' diyor. Bize gerçek, hakiki çözümlerinizi sıralayın diyor. Bizi geçiştirmeyin, ciddiye alın diyor. Arkadaşlar, kararsız seçmenin gözü DEVA Partisi'nin üzerinde. Nereden biliyorum? Çünkü ben vatandaşın gözünün içine bakıyorum” ifadelerini kullandı.

Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Seçmen öyle 3-5 parti arasında falan kararsız değil. Kararsız denen insanlar; dinine, inancına, diline, kılığına-kıyafetine müdahale edilmemesi konusunda çok kararlı. O insanlar; özgürce konuşabilme konusunda çok kararlı. Kararsız denen insanlar; herkes için demokrasi konusunda çok kararlı. O insanlar; Avrupa Birliği hedefi konusunda çok kararlı. Kararsız denen insanlar; nitelikli ve eşit eğitim konusunda çok kararlı. Kararsız denen insanlar; bayat ekmek kuyruklarına girmemek konusunda çok kararlı. Kararsız denen insanlar; zenginleşme konusunda çok kararlı. Seçim günü o sandığa gidecek olanlar var ya, o sandığa… İşte o insanlar kararlı bir şekilde bu ülkenin yarınlarına damga vuracak.”