Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim kampanyası boyunca hemen her mitinginde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu PKK terör örgütünün destekliğini öne sürerek “Kandil’de olanların dini, imanı, bayrağı, ezanı var mı? Ya bu bay bay Kemal onlarla beraber değil mi? O masanın etrafındakiler onlarla beraber değil mi?” dedi.

Kılıçdaroğlu bugün, Erdoğan’a cevap vererek “Erdoğan, sen değil misin terör örgütleriyle defalarca masaya oturan, kapı arkalarında pazarlıklar yapan. Senin ne haddine bize kara çalmak. Buradan açık ve tekrar ilan ediyorum. Bütün vatandaşlarıma ilan ediyorum. Ben terör örgütleriyle masaya asla oturmadım, hiçbir zaman da oturmayacağım. Nokta.” dedi.

Açılım süreci, Megri Megri söylemleri, Dolmabahçe mutabakatı, Andımız ve T.C’yi kaldırma, İmralı’daki Apo’ya arkadaş gönderme, Kandil’den canlı yayın, Kışla’dan bayrak indirme ve Akil Adamlar günlerini çabuk unutan iktidar neler yapmıştı?

İşte gün gün yaşananlar:

31 Temmuz 2009: İçişleri Bakanı Beşir Atalay Kürt Açılımı kapsamında yapılan temasları basına açıkladı. “Bir aylık süre zarfında yaptığım görüşme ve toplantılar süreç açısından son derece olumlu olmuştur” dedi.

HABUR REZALETİ

5 Ağustos 2009: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt açılımı ile ilgili DTP lideri Ahmet Türk’le bir araya geldi.

28 Ağustos 2009: Economist dergisi süreçle ilgili “Kürt açılımı cesaret verici” başlıklı bir analiz yayınladı.

19 Ekim 2009: Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 34 PKK üyesi Habur Sınır Kapısı’ndan girip teslim oldu. Gelenleri karşılamak üzere Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde yaklaşık 50 bin kişi toplandı.

CHP’DEN GİZLİ GÖRÜŞME TEPKİSİ

15 Kasım 2009: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Milli birlik ve kardeşlik projemiz bir hedeftir. Demokratik açılım süreciyle bu hedefe ulaşacağız.” dedi.

18 Şubat 2010: CHP, Beşir Atalay hakkındaki gensoru önergesini TBMM’ye sundu. Önergede, “Hukuk devletlerinde bakanlar, terör örgütünü muhatap alan gizli görüşmeler yapamazlar” denildi.

21 Şubat 2010: Başbakan Erdoğan, demokratik açılımı ve çözüm sürecini anlatmak ve destek toplamak için 62 sanatçı ile bir araya gelip “Açılıma omuz verin” dedi.

25 Şubat 2010: CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, “Devlet Habur’da teröristlerin ayağına götürülmüştür. AKP, Habur’da teröre teslim olmuştur” dedi.

27 Mart 2010: MHP lideri Devlet Bahçeli “Açılım tuzağına düşmeyin” dedi.

OSLO GÖRÜŞMELERİ

13 Eylül 2011: MİT yetkililerinin, PKK’lılar ile Oslo’da yaptığı bir görüşmeye ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı internette yayınlandı. Yayınanlanan ses kaydında Hakan Fidan, hem Öcalan’la hem PKK’lılarla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla ve “özel temsilcisi” sıfatıyla görüştüğünü ifade ediyordu. Ses kaydının MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, KCK üyesi Mustafa Karasu, PKK üyesi Sabri Ok, Kongra-Gel Başkan Yardımcısı Zübeyir Aydar ve koordinatör ülke temsilcileri arasında geçtiği iddia edildi.

HAKAN FİDAN İFADEYE ÇAĞRILDI

26 Eylül 2011: Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, yeni bir başlangıç yapılması gerektiğini belirterek, bunun yolunun da Öcalan ile müzakerelerin yeniden başlatılmasından geçtiğini açıkladı.

7 Şubat 2012: MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı.

9 Şubat 2012: Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasıyla ilgili olarak “Herhangi bir suç yok yapılan görev var” dedi. İstanbul Emniyeti’nde iki şube müdürü görevden alındı.

10 Şubat 2012: MİT Müsteşarı Hakan Fidan ifade vermeye gitmeyerek, Abdullah Gül ile görüşmek üzere Çankaya Köşkü’ne çıktı.

11 Şubat 2012: KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağırılan fakat gitmeyen eski müsteşar Emre Taner ve eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş ve 2 MİT görevlisi ile ilgili yakalama kararı çıkarıldı. MİT görevlilerini ifadeye çağıran Savcı Sadrettin Sarıkaya soruşturmadan alındı.

17 Şubat 2012: MİT Kanunu TBMM’de değiştirilerek Cumhurbaşkanı’nın onayıyla resmi gazetede yayınlandı. Fidan’ın ve diğer MİT mensuplarının görevleri kapsamındaki konularla ilgili ifade vermesi Başbakanlık iznine bağlandı. MİT mensupları ifade vermeye gitmedi. Kamuoyunda bu süreç FETÖ-AKP çatışmasının başlangıç noktası olarak da kabul edildi.

ERDOĞAN’IN OSLO SERZENİŞİ

24 Eylül 2012: KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, sürecin tıkanmasından hükümeti sorumlu tutarken, görüşmelerin yeniden başlamasını istediklerini açıkladı. Aydar Oslo sürecinin en hızlı yürüdüğü dönemin 2009 yılı olduğunu belirtti.

26 Eylül 2012: Başbakan Erdoğan Oslo görüşmelerinin çözüme yönelik olarak yapıldığını, daha sonrasında samimiyetsizlik ve PKK tarafından bilgilerin servis edilmesi nedeniyle bu görüşmelere son verdiklerini söyledi.

MİT ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜYOR

28 Aralık 2012: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Kürt sorununa çözüm bulmak için Abdullah Öcalan’a ziyaretlerde bulunduğunu duyurdu.

3 Ocak 2013: Ahmet Türk ve BDP milletvekili Ayla Akat Ata İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü.

FETÖ ELEBAŞINDAN DESTEK

8 Ocak 2013: Fethullah Gülen “sulh için milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmamak kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe bence el de öpülebilir, etek de öpülebilir. Heyet-i İslamiye, heyet-i milliye arasında huzurun temini adına katlanılabilecek her şeye katlanmak lazım. Hayır sulhtadır, sulh her zaman hayırlıdır” açıklaması ile sürece destek verdi.

15 Şubat 2013: Erdoğan, MİT ile Öcalan arasındaki görüşmelerin “İmralı Süreci” yerine “Çözüm Süreci” olarak adlandırılmasının daha doğru olacağını açıkladı.

İMRALI ZABITLARI

23 Şubat 2013: BDP Grup Başkanı Pervin Buldan, İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır milletvekili Altan Tan İmralı Adası’na gidip Öcalan ile görüştü. Adalet Bakanlığı’nın özel izniyle adaya giden delege PKK lideri Öcalan’ın barış için önerdiği yol haritasını kendisinden dinledi. Öcalan, BDP heyetiyle Kandil’e, PKK’nın Avrupa ayağına ve kamuoyuna bir mektup gönderdi.

28 Şubat 2013: Milliyet Gazetesi BDP heyeti ve Abdullah Öcalan arasında geçen görüşmenin detaylarını “İmralı Zabıtları” başlığıyla Namık Durukan imzalı bir haberle kamuoyuna açıkladı. Tutanaklarda Öcalan’ın BDP heyetine “Ne ev hapsi, ne de af. Bunlara gerek kalmayacak. Hepimiz özgür olacağız. Başarılı olursam ne KCK tutuklusu kalır, ne de başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Yalnız herkes bilmeli ki, ne eskisi gibi yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız.” dediği ifade edildi.

ÖCALAN’IN MEKTUBU OKUNDU

18 Mart 2013: BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve milletvekilleri Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüştü.

21 Mart 2013: Hükümet ile aylarca süren görüşmelerin ardından Abdullah Öcalan’ın mektubu hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Nevruz kutlamaları çerçevesinde Diyarbakır’da okundu. Mektup PKK’nın silahlı güçlerini Türkiye topraklarından çekmesinin ve ateşkesin başlangıcı oldu.

29 Mart 2013: Erdoğan, Türkiye topraklarını terk eden PKK üyelerinin herhangi bir çatışma yaşanmaması için sınırdan geçerken silahları bırakmaları gerektiğini söyledi.

3 Nisan 2013: Hükümet çözüm sürecini halk nezdinde tanıtmak ve teşvik etmek için “Akil İnsanlar” adı verilen bir komisyon kurdu.

PKK ÇEKİLDİ

4 Nisan 2013: CHP ve MHP çözüm süreci için mecliste kurulacak komisyona üye vermeyeceklerini ve bu komisyonda herhangi bir görev almayacaklarını duyurdu. Erdoğan ilk kez Akil İnsanlar Heyeti ile toplandı ve çözüm sürecini halka anlatmaları ve teşvik etmeleri için kendilerinden yardım istedi.

20 Nisan 2013: Sırrı Süreyya Önder PKK’nın geri çekilmesinin 8 ila 10 gün içerisinde başlayacağını duyurdu.

25 Nisan 2013: PKK 8 Mayıs’ta Türkiye topraklarındaki bütün silahlı güçlerini Irak’a çekeceğini duyurdu.

8 Mayıs 2013: PKK üyeleri Türkiye topraklarını terk etmeye başladı. Çözüm süreciyle ilgili olarak kurulan meclis komisyonu ilk kez toplanarak kamuoyunu süreçle ilgili daha çok aydınlatacaklarını bildirdi.

9 Mayıs 2013: Akil Adamlar Heyeti Erdoğan’a ilk raporunu sundu ve süreçle ilgili görüşlerini paylaştı.

19 Haziran 2013: Terörist Murat Karayılan “devletin süreci sabote ettiğini bu yüzden sürece dair ciddi kaygılarının oluştuğunu” söyledi.

2 Temmuz 2013: Çözüm süreciyle ilgili görüşmelerin başladığı tarihten sonra ilk kez Diyarbakır Lice’de bir gösterici hayatını kaybetti. Bu durum basında “Çözüm sürecinde güven bunalımı” şeklinde yorumlandı.

25 Eylül 2013: Terörist Cemil Bayık hükümetin Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmelerin diyalog aşamasından müzakere aşamasına geçmemesi durumunda ve hükümetin adım atmaması durumunda süreci bitireceklerini açıkladı.

ANDIMIZ KALDIRILDI

1 Ekim 2013: Başbakan Erdoğan, demokratikleşme paketini açıkladı. Pakette çözüm süreciyle ilgili farklı dilde eğitim, seçim barajında değişiklik, eski köy isimlerinin verilmesi, öğrenci andının kaldırılması, “x, w, q” harflerinin kullanılabilmesi gibi yenilikler olduğu belirtildi.

BARZANİ: ÖCALAN SERBEST KALIR

17 Aralık 2013: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine Türkçe ile birlikte Kürtçe “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi” yazılı yeni bir tabela eklendi.

14 Nisan 2014: Mesut Barzani, çözüm sürecinin sonuca ulaşması halinde Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılacağını iddia etti.

MİT KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK

26 Nisan 2014: MİT Kanunu’nda, kamuoyunda çözüm sürecinde görev alan MİT görevlilerini yasal güvence altına almak için çıkarıldığı söylenen değişiklikler yapıldı. Bununla kanuna, “MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilir, görüşmeler yaptırabilir, görevinin gereği terör örgütleri dâhil olmak üzere millî güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilir” hükmü eklendi.

TÜRK BAYRAĞI İNDİRİLDİ

7 Haziran 2014: Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Abdullah Öcalan’ın çözüm sürecini diğer Kürt aktörlerden daha iyi değerlendirdiğini savundu.

9 Haziran 2014: Diyarbakır Lice’de gösteri yapan bir grup, 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nın arka kapısının olduğu bölgedeki duvardan atlayarak kışla içinde direkteki Türk bayrağını indirdi.

1 Temmuz 2014: KCK davasında 30 kişi tahliye edildi.

8 Temmuz 2014: HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, barışın sağlanması için Öcalan dahil siyasi mahkumların bırakılması, TMK’nın lağvedilmesi ve anadilde eğitimin önünün acilen açılması gerektiğini söyledi.

20 Ağustos 2014: MİT Müsteşarı Hakan Fidan İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü.

20 Ağustos 2014: Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, görüşmelerin artık genişlemesi ve Avrupa ile Kandil’e uzanmasını arzu ettiklerini söyledi.

KANDİL İLE DİREKT GÖRÜŞÜLMESİNİ ARZU EDİYORUM

22 Ağustos 2014: Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan sürecin sahibinin Beşir Atalay olduğunu ve istediği örgüt ve kişiyle görüşebileceğini açıkladı.

23 Ağustos 2014: Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın “Kandil’le direkt görüşülmesini arzu ediyorum” açıklamasına terörist Cemil Bayık “Biz her zaman açığız. Bu basın olabilir, heyetler, uluslararası kurumlar olabilir” şeklinde yanıt verdi.

27 Ağustos 2014: Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı görevi süresince de çözüm süreciyle yakından ilgileneceğinin altını çizdi.

KOBANİ OLAYLARI

6 Ekim 2014: Abdullah Öcalan çözüm sürecinde yeni adımlar atılması için hükümete 15 Ekim 2014’e kadar süre verdi.

7 Ekim 2014: HDP, IŞİD tarafından kuşatılan Suriye’deki Kürt kenti Kobanê için “Kobani’nin düşmesi durumunda çözüm süreceğinin biteceğini” belirtti.

8-9-10 Ekim 2014: Yurt genelinde IŞİD ve Kobani protestoları sonucunda 40 kişi hayatını kaybetti. Bingöl İl Emniyet Müdürü’ne yönelik silahlı saldırıda, Emniyet Müdür Yardımcısı ve bir başkomiser öldürüldü. Yurt genelinde 112 kişi tutuklandı. Abdullah Öcalan Kobani ile çözüm sürecinin ayrılmaz bir bütün olduğunu söyledi.

5 Kasım 2014: HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin Öcalan ya da hükümet ‘bitti’ demedikçe devam edeceğini söyledi.

17 Kasım 2014: Çözüm sürecinde 6-8 Ekim olayları nedeniyle askıya alınan görüşmeler, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP heyetinin yaptığı görüşmeyle yeniden başladı. Öcalan’ın daha önce yanına verilen 5 hükümlünün değiştirilmesi, sekreterya heyetinin genişlemesi ve gözlemci heyetinin oluşturulması için hazırlık yapıldığı kamuoyuna yansıdı. HDP heyeti sekreterlik işlevi yapacak 5 hükümlünün ismini hükümete verdi. Müzakere heyetine Hatip Dicle ile Ceylan Bağrıyanık da dahil edildi.

29 Kasım 2014: Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, İdris Baluken ve Hatip Dicle’den oluşan heyet İmralı’da Öcalan’la görüştü. 4 başlıktan oluşan Müzakere Süreci Taslağının ana hatlarının belirlendiği açıklandı. Öcalan en fazla 4-5 ay içinde tüm Ortadoğu’nun geleceğini belirleyecek büyük demokratik çözümün sağlanabileceğini söyledi. Öcalan ayrıca, bu kararlılığın gösterilmemesi durumunda kaosun derinleşeceği ve darbe girişiminin sonuç alabileceği uyarısını yaptı.

28 Şubat 2015: HDP Heyeti ile hükümetin Dolmabahçe Başbakanlık ofisinde yaptığı görüşmenin ardından 10 maddelik deklerasyon paylaşıldı. Öcalan’ın PKK’yi bahar aylarında silah bırakma için kongreye davet ettiği bildirildi.

28 Şubat 2015: Başbakan Ahmet Davutoğlu Çözüm Süreci'nin yeni bir aşamaya girmiş bulunduğunu, silah dilinin sona ererek demokratik yaşama geçileceğini söyledi.

1 Mart 2015: KCK Eş Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Öcalan tarafından yapılan silah bırakma çağrısı tarihi bir adım olarak nitelendirilerek hükümet üzerine düşeni yaptığı takdirde sorumluluklarını yerine getirecekleri dile getirildi.

1 Mart 2015: ABD Dışişleri Bakanlığı, Öcalan tarafından yapılan silah bırakma çağrısını memnuniyetle karşıladığını belirtti.

ERDOĞAN: ÖCALAN’IN ÇAĞRISI ÖNEMLİ

11 Mart 2015: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Öcalan'ın silah bırakma çağrısının güven ve barışın, istikrarın tesisi için önemli olduğunu söyledi ve bu vaatlerin sözde kalmayarak uygulamaya geçirilmesi temennisinde bulundu.

18 Mart 2015: Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çözüm Süreci’ne ilişkin izleme heyetinde yer alan isimlerin belirlenmesi ile ilgili olarak açıklama yapılmadan ortaya atılan iddialara itibar edilmemesini söyledi.

20 Mart 2015: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzleme Heyeti'nden haberinin olmadığını ve bu olaya olumlu bakmadığını açıkladı.

21 Mart 2015: Öcalan Diyarbakır'da okunan Newroz mesajında silahlı mücadeleyi bırakmak adına PKK'ye kongreyi toplama çağrısında bulundu. Kongrenin toplanmasını milletvekilleri ve İzleme Heyeti'nden oluşacak bir “Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu'nun kurulması şartına bağladı.

22 Mart 2015: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe toplantısını doğru bulmadığını açıkladı.

7 Haziran 2015: HDP yüzde 13,02 oy alarak mecliste 80 milletvekilliği elde etti. AKP 13 yıllık tek parti iktidarından sonra tek başına hükümet kurma çoğunluğunu kaybetti. Seçimin yenileneceği 3 Kasım 2015 tarihine kadar gerçekleşen terör olayları ve patlamalarda çok sayıda sivil vatandaş, polis ve asker yaşamını yitirdi.