Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Arkeoloji Bölümü öğretim üyeleri, 2500 yıldır yaşamın kesintisiz olarak devam ettiği ve yakın zamanda kazı çalışmalarına başlanacak olan Attouda Antik Kenti ve Denizli’nin dünyaca ünlü travertenleri hakkında bilgiler verdi.
Attouda Antik Kentinin farklı yönleriyle ele alındığı etkinlikte PAÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Yılmaz Kolancı “Sarayköy’ün Kültürel Mirası: Attouda Antik Kenti ve Hisar Köyü” ve Jeoloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özkul ise “Sürdürülebilir Kalkınma Aracı Olarak UNESCO Küresel Jeoparkları” konulu sunumunu gerçekleştirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleriyle, PAÜ Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Bilge Yılmaz Kolancı’nın başkanlığındaki bilimsel bir heyetle birlikte 2021 ve 2023 yılları arasında antik kentte gerçekleştirilen yüzey araştırmaları hakkında bir sunum gerçekleştirildi. Yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren Heyet Başkanı Doç. Dr. Kolancı, “Denizli sahip olduğu arkeolojik ve tarihi alanlar bakımından ülkemizdeki en zengin yerleşimlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Denizli’nin batısında bulunan Sarayköy ilçesinin Hisar Mahallesi sınırlarındaki Attouda Antik Kenti de bu önemli arkeolojik ve tarihi alanlar içerisinde önem taşıyan bir yerleşimdir. Yapılan çalışmalar antik kentin üzerinde kurulan Hisar köyü yerleşimiyle birlikte neredeyse 2 bin 700 yıldır kesintisiz bir yaşamın sürdüğünü göstermiştir. Bu özelliğiyle yerleşim, binlerce yıldır sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış olan Anadolu topraklarındaki birçok uygarlığa ait kalıntıları tek bir yerleşimde ziyaretçiyle buluşturan eşsiz bir açık hava müzesi kimliği kazanmıştır. Attouda Antik Kenti 1988 yılında 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmiş, 2009 yılında Hisar Köyü’ne ait Anadolu geleneksel konut mimarlığının özgün örneklerini oluşturan 143 yapı tescil edilmiş, 2013 yılında ise Kentsel arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. Ülkemizdeki 35 adet kentsel arkeolojik sit alanı içerisinde yer alması bakımından önemlidir. 2023 yılında tamamlanan yüzey araştırması çalışmalarının 2024 yılı içerisinde kazı çalışmasına dönüştürülmesi planlanmaktadır. Attouda ve tarihi Hisar yerleşiminde yapılması planlanan kazı ve restorasyon çalışmalarıyla birlikte yerleşimin Denizli’nin önemli turizm merkezlerinden birisi olması hedeflenmektedir” dedi.
“Denizli Traverten Jeoparkı kurulması ve tanıtımı için çalışmalar sürdürülmektedir”
Denizli Jeopark Çalışma Grubu üyesi PAÜ Jeoloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özkul ise sunumunda, “UNESCO Küresel Jeoparkları, uluslararası jeolojik öneme sahip alanların bütünsel bir koruma, eğitim ve sürdürülebilir kalkınma anlayışı ile yerelden yönetildiği, sınırları ve yönetimi tanımlanmış coğrafi alanlardır. Jeoparklar içinde aynı veya farklı türden alanların/jeositlerin yanı sıra, ekolojik, arkeolojik ve kültürel alanlar da yer alır. Şu anda 48 ülkede 195 UNESCO Küresel Jeoparkı bulunmaktadır. Ülkemizde ise 1 Unesco Küresel Jeoparkı (Kula-Salihli Unesco Küresel Jeoparkı), 2 Ulusal Jeopark (Balıkesir Ida Madra Jeoparkı ve Zonguldak Kömür Jeoparkı) faaliyet göstermektedir. Denizli’de ise Büyükşehir Belediyemizin öncülüğünde “Denizli Traverten Jeoparkı” kurulması ve tanıtımı için çalışmalar sürdürülmektedir. İlk etapta jeopark bünyesinde 8 ilçemizin yer alması öngörülmüştür. Sarayköy de bu ilçelerimizden birisidir. Bu süreçte ilçemizin bilinen jeolojik-ekolojik, tarihi ve kültürel mirası jeoparkla irtibatlandırılacak, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımı yapılacak, toplum yararına etkinlikler/projeler ve turizm faaliyetleri ile ilçemizde yaşayan vatandaşlarımızın da yaşadığı çevreyi tanıması, koruma bilincinin geliştirilmesi, depreme ve diğer doğal afetlere karşı duyarlı olması ve yerel kalkınmayı teşvik etmesi hedeflerimiz arasındadır.” ifadelerini kullandı.
Etkinlik kapsamında hazırlanan “Denizli Traverten Jeoparkı" fotoğraf sergisinin, 19 Ocak 2024 tarihine kadar ziyaretlere açık olacağı belirtildi.