Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Zahide Alaçam, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)‘ne göre tüm dünyada 339 milyon kişinin astımı olduğu tahmin edildiğini ve dünyada her yıl 400 binden fazla astıma bağlı ölüm olduğunun bilindiğini söyledi. Alaçam; “Astım, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Astımda hava yollarında değişken bir hava yolu darlığı olur, yani hastanın dönem dönem hava yollarında bir daralma, dönem dönem hava yollarında normal seyretme şeklinde bir durum olur. Bu hava yolu darlığı olduğu dönemde de hastalarımızda nefes darlığı, hırıltılı, hışıltılı solunum, göğüste baskı hissi, öksürük, özellikle geçmeyen kronik öksürük gibi şikayetleri olur. Böyle bir şikayet olduğunda Göğüs Hastalıkları Doktoruna gelindiğinde akciğer grafisi, solunum fonksiyon testi tetkikleri ve muayene sonuçlarıyla beraber hastayı değerlendirmek gerekir. Bu tespitler sonucunda eğer astım teşhisi konulduğu takdirde hastanın hayatında bazı düzenlemeler yapmak gerekir. Öncelikle sigara içiyorsa, sigarayı bırakması, alerjiye sebep olabilecek faktörler varsa, alerjen durumlardan uzak durması istenir ve astım tedavisi başlanılması gerekir” şeklinde konuştu.


 

“Astım doğru tedavi ile kontrol altına alınabilmektedir”

Astım tedavisinde genel olarak nefes yolu (inhalasyon) ile çekilen ilaçlar kullanıldığını belirten Uz. Dr. Zahide Alaçam, tedavi süreci ile ilgili şöyle konuştu: “Çok sık sorulan bir soru; nefes yoluyla çekilen ilaçlarda bunun hap versiyonu yok mu gibi sorular sorulabiliyor, fakat astımda hava yolu darlığı olduğu için ilaçları hava yoluyla çekmek çok daha etkili bir tedavi yöntemidir. Nefes yoluyla çekilen bu ilaçların kullanımı ve kullanırken cihazların (İnhalerler) önerilen şekilde doğru kullanılması tedavinin etkin yapılabilmesi için çok önemlidir. Astım tedavisinin amacı hastalığın şikayetlerinin kontrol altına alınması ve hastanın yaşamını normale en yakın şekilde devam ettirebilmesidir. Uygun ilaç tedavisinin verilmesi ve astım tetikleyicilerinden uzak durulması ile astım belirtileri kontrol altına alınabilmektedir. Tedaviyle astımlıların önemli bir kısmı iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile ilgili herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilmektedirler. Tedavi süresi de kişiden kişiye değişebilmektedir. Hafif astımı olan olgularda bir süre tedaviyi kullandıktan sonra, önce doz düşüp basamak azaltıp tedaviyi kesme denemelerinde bulunabiliriz. Ama ağır astım olgularının ömür boyu tedavi kullanması gerekebilmektedir. Yine yapılan çalışmalarda hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde kullanmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir” dedi.