Bakanlığının 45 personel alımına ek 5 bin sözleşmeli personel alacağı müjdesini veren Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okulların da 16 Haziran’da kapanacağını açıkladı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, deprem bölgesi Hatay'da açıklamalarda bulundu. AFAD Koordinasyon Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Bakan Akar, gençlere yönelik yatırımlara bölgede bakanlık olarak destek sağladıklarını söyledi. Bakan Akar, “En büyük yatırım gençlere yapılan yatırımdır. Gençlerimiz buradaki büyük deprem felaketi sonrası büyük kayıplardan sonra anneler, babalar, aile büyükleri Büyük bir travma ve üzüntü var. Derin bir üzüntüye kapılan bu gençlerle beraber hem eğitim hem de bu konuda kendilerini rahatlatmak bakımından girişimde bulunduk. Öğrencilerimize, çocuklarımıza eğitimden geri kalmaması için Bakanımız Mahmut Özer'le, Milli Eğitim Bakanlığı personeliyle, Milli Savunma Bakanlığı olarak yoğun bir çalışmaya girdik. AFAD'ın da desteğiyle önemli mesafeler kat ettik. Bu okullar açıldı. Hem anaokulu, ortaöğretim düzeyinde ayrıca üniversite hazırlık düzeyinde çalışmalarımız devam ediyor. Bu çerçevede yapılan çalışmalarla bugüne kadar açtığımız 232 Mehmetçik Okulu ile 26'sı bunun Hatay'da, oradaki çalışmalar fedakar öğretmenlerimizle, Mehmetçiğin fedakar çalışmasıyla gerçekten başarılı bir şekilde devam ediyor. Hatay özelinde ise burada kurulmakta olan çadırlarımız var. Bunlardan 2 bin 600'ü kuruldu. Hazır hale gelecek. Burada yatma yerleri, çalışma alanları, banyosu, tuvaleti, soğutma, ısıtma dahil güzel bir alan meydana gelecek. Ayrıca önümüzdeki günlerde deprem bölgesine yapacağımız 4 bin kişilik çadırın da kurulmasıyla toplam 6 bin 400 kişilik bir potansiyel ortaya çıkacak. Gençlik ve Spor Bakanımızla yaptığımız görüşme sonrasında bunları bir şekilde yurt olarak kullanmak mümkün olacak. Dolayısıyla öğrencilerimizi rahat bir ortamda derse hazırlanması mümkün olacak. Eğitim ve öğretime olabildiğince azami düzeyde katkı sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

“Çocuklarımızın normalleşmesi ve psikolojik sağlamlıklarının güçlenmesinde her türlü desteği verdik”

Bakan Akar'ın ardından konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Hayatın normalleşmesindeki en önemli etkenlerden bir tanesi eğitimin normal bir şekilde akışının sağlanması. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu anlamda 6 Şubat'tan itibaren bölgedeki okullarımızı açmasak bile kurduğumuz çadırlarla, konteynerlerle, prefabrik okullarla çocuklarımızın bu travmayı atlatması için her türlü desteği sağladık. Müfredata dayalı bir eğitimden ziyade psikoeğitimi merkeze alarak o çocuklarımızın normalleşmesi ve psikolojik sağlamlıklarının güçlenmesinde her türlü desteği verdik. Bu çapta bir afet yaşandığı zaman 81 ilde 6 Şubat'ta başlaması planlanan eğitim ve öğretimi 20 Şubat'a kadar erteledik. 20 Şubat'ta Elazığ da dahil olmak üzere 71 ilde eğitim öğretimi başlattık. Daha sonra bölgedeki illerdeki afet durumuna göre, eğitim binalarının hasarlılık durumuna göre bölgedeki illerimizi 3 kategoriye ayırdık. Birinci kategoride Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa'yı ele alıyordu. Bu illerimizde 1 Mart itibarıyla iyle kinci dönem eğitim ve öğretimi başlattık. İkinci kategoride Gaziantep, Osmaniye ve Adana illerimiz vardı. Burada da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın destekleriyle sağlam raporu olan okullarımızda eğitim öğretime başlayarak 3 ilimizde de 13 Mart tarihi itibarıyla eğitim öğretime başlattık. En kritik illerimiz depremden en çok etkilenen Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay illerimiz vardı. Buradaki illerimizde de artık yekpare bir yaklaşımla değil de okul temelli, ilçe temelli eğitim ve öğretimi başlatmak için tüm bakanlarımız, komutanlarımız, milletvekillerimiz, valilerimiz, kaymakamlarımız, il ilçe milli eğitim müdürlerimizle beraber kapsamlı bir çalışma yaptık” ifadelerini kullandı.

“6 Şubat tarihinden itibaren şu ana kadar 18,5 milyon öğrencimizi eğitim öğretimle buluşturduk”

Deprem bölgesinde okulların açılmaya başlandığını söyleyen Bakan Özer, “Malatya'da 8 ilçemizde, Adıyaman'da 5 ilçemizde, Kahramanmaraş'ta 2 ilçemizde ve Hatay'da 7 ilçemizde eğitim öğretimi başlattık. Aldığımız geri beslemeler hem öğretmenlerimizin mutluluğu yönünde hem çocuklarımızın mutluluğu yönünde hem de toplumun hayat akışının normalleşmesiyle ilgili gerçekten olması gerekenin olduğu şekliyle görülmektedir. İlçelerimizde 201 bin öğrencimizi eğitim öğretimle buluşturmuş olduk. Yaklaşık 6 Şubat tarihinden itibaren şu ana kadar 18,5 milyon öğrencimizi eğitim öğretimle buluşturduk. Geriye kalan öğrencilerimizle ilgili Milli Eğitim Bakanlığı olarak açıklama yapmak yerine valilerimize bu yetkiyi vererek illerindeki şartları olgunlaşmış olanları artık eğitim ve öğretime devreye alacaklar” diye konuştu.

“2022-2023 eğitim-öğretim yılı 16 Haziran itibarıyla sona eriyor”

Eğitim öğretimin normal tarihinde sona ereceği bilgisini veren Bakan Özer, “2022-2023 eğitim-öğretim yılı 16 Haziran itibarıyla sona eriyor. Herhangi bir uzatma yapmayacağız. Bu gecikmelere rağmen eğitim ve öğretimi 16 Haziran tarihinde sona erdireceğiz. Daha sonra açıklayacağımız kayıpların telafisiyle ilgili takviye edici eğitim programlarıyla öğrencilerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Açık olmayan ilçelerimizde de kurmuş olduğumuz çadırlarla, konteynerlerle çocuklarımızın eğitimle buluşması için her türlü desteği veriyoruz. 2 bin 26 çadır konteyner okulumuz öğrencilerimize hizmet etmeye devam etmekte” dedi.

“Milli Eğitim Bakanlığı ilk kez 5 bine yakın sözleşmeli personel alacak”

45 bin öğretmen atamasının yanında 5 bin sözleşmeli personel alınacağı müjdesini veren Bakan Özer, “Cumhurbaşkanımız son yılların en yüksek atama kapasitesinin müjdesini verdi. 45 bin öğretmen. Bu öğretmenlerin de büyük bir kısmı bölgedeki öğretmen ihtiyaçlarımızı karşılamak ve bölgeyi tekrar ayağa kaldırmak için kullanacağız. Milli Eğitim Bakanlığı ilk kez 5 bine yakın sözleşmeli personel alacak. 4 bin 250 büro personeli, 100 mühendis, 500 hemşire, 125 diyetisyen ve 25 avukat. Bununla ilgili süreç başladı. Nisan ayında bu süreç halledilmiş olacak. Sözleşmeli personelimizi de ağırlıklı olarak bölgemizin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla karşılamak amacıyla kullanacağız” dedi.

“40 milyarlık yatırımı hızlı bir şekilde bölgemize aktarmaya başladık”

Bölgeye yatırım için 40 milyar aktardıklarını ifade eden Bakan Özer, “Aslında deprem öncesi bölgemizde 39 milyarlık bir eğitim yatırımımız vardı. Bunu hem mevcut yatırımlar olarak hem de yeni ihtiyaçları önceleyerek bu süreci revize ederek yaklaşık 40 milyarlık yatırımı hızlı bir şekilde bölgemize aktarmaya başladık. İnşallah buradaki okullara, öğretmen evlerine, uygulama atölyelerine, lojistik destek sağlayan bütün binaların ihtiyaçlarını karşılayacağız. Ayrıca bölgeye 500 tane sabit çelik konstrüksiyon prefabrik okulların yapılmasıyla ilgili bütçemiz onaylandı. Bu 500 prefabrik okulu da 4 ay içerisinde bölgeye kazandırmak için çaba sarf edeceğiz” dedi.

“11 bin 64 öğrenci bölgeye döndü”

Bölgede hayatın normalleştiğini gören öğrencilerin yeniden bölgeye gelerek eğitime başladıklarını aktaran Bakan Özer, “Biz bakanlık olarak öğrencilerimizin diğer illere gitmesiyle ilgili her türlü kolaylığı sağladık. Şu ana kadar 254 bin öğrencimiz 71 ilde eğitim öğretime devam ediyor. Bakanlık olarak bu öğrencilerimizin tüm masraflarını karşıladık. Kitaplarını ve yardımcı kaynaklarını tekrar bastırdık. Tüm kırtasiye ihtiyaçlarını gidermek için her türlü desteği sağladık. Burada sevindirici olan şey şu. İlk kez artık bu nakil alan öğrencilerin bölgeye geri dönmeye başladığını gördük. Bugün itibariyle 11 bin 64 öğrencimiz nakil ya da daha önceden diğer illere aldırılmasına rağmen bölgedeki hayatın normalleşmesini gördükten sonra okulların açıldığını gördükten sonra dönmeye başladılar. Eğer biz eğitimi tüm illerimizde gerçekten önlemi alarak sağlıklı bir şekilde normalleştirirsek inanıyorum ki bölgenin de normalleşmesine en büyük katkıyı sağlamış olacağız” diye konuştu.

Aykut Yeniçağ - Ali Gözeten
 

iha.com.tr üzerindeki haberler özet şeklinde yayınlanmaktadır. Haberin video, fotoğraf ve metnine Abone panelinden ulaşabilirsiniz.

İsrail'de tartışmalı yargı reformu meclisin bir sonraki yasama dönemine kadar ertelendi
Giriş:27 Mart 2023 19:54
Güncelleme:27 Mart 202319:54
İsrail'de tartışmalı yargı reformu meclisin bir sonraki yasama dönemine kadar ertelendi
İsrail’de protestolara neden olan tartışmalı yargı reformu hakkındaki görüşmelerin meclisin bir sonraki yasama dönemine kadar ertelendiği duyuruldu.
İsrail'de 13 haftadır protestolara neden olan tartışmalı yargı reformu hakkındaki görüşmelerin meclisin bir sonraki yasama dönemine kadar ertelendiği duyuruldu. Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin koalisyon ortaklarından Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in partisi Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) tarafından yapılan açıklamada, yargı reformu ile ilgili görüşmelerin gelecek ayki Hamursuz Bayramı tatilinden sonraki meclis oturumuna kadar askıya alındığı ifade edilerek, "reformun diyalog yoluyla meclisten geçirilmesi" için bir sonraki oturumda yeniden meclise sunulacağı aktarıldı.

İsrail basınında yer alan haberlerde, Ben Gvir'in yargı reformu ile ilgili görüşmelerin askıya alınmasını destekleyeceği ve karşılığında Ulusal Güvenlik Bakanlığı'nın kontrolünde bir "ulusal muhafız birimi" kurulacağı belirtildi.
İsrail meclisindeki bir sonraki yasama dönemi 30 Nisan-30 Temmuz tarihleri arasında olacak.

Çok sayıda meslek grubu ve çalışandan grev kararı

İsrail'de dün Başbakan Netanyahu'nun tartışmalı yargı reformuna karşı çıkan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden almasının ardından halk yeniden sokaklara dökülmüş, aralarında İsrail'in en büyük işçi sendikası Hastadrut, üniversiteler, avukatlar, hastane ve sağlık çalışanlarının bulunduğu çok sayıda meslek grubu ve çalışan grev kararı almıştı. Ben Gurion Uluslararası Havalimanı çalışanlarının da greve katılması ile havalimanında seferler durdurulmuştu. İsrail basınında yer alan haberlerde ayrıca, dünya genelindeki İsrail büyükelçilikleri ve konsolosluklarının da tartışmalı yargı reformuna karşı düzenlenen grevlere destek verdiği ifade edilmişti.

Tepki çeken yargı reformu

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile ABD ve çok sayıda ülkenin karşı çıktığı tartışmalı yargı reformu, Yüksek Mahkeme'nin yetkilerinin sınırlandırılmasını, meclisin mahkeme kararlarını geçersiz kılmasını ve yargının hakimlerin seçimi üzerindeki etkisinin azaltılmasını içeriyor. Reform çerçevesindeki "başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran yasa tasarısı" geçtiğimiz günlerde Mecliste yapılan oylamada kabul edilmişti.

iha.com.tr üzerindeki haberler özet şeklinde yayınlanmaktadır. Haberin video, fotoğraf ve metnine Abone panelinden ulaşabilirsiniz.