Toplumun Kimyası Bozuluyor

Türkiye’de adaletin zayıfladığı, liyakatin yerini sadakatin aldığı bir dönemde toplumsal dengeler bozuluyor. Teknoloji insan ilişkilerini dönüştürürken, gıda enflasyonu da halkın sofrasını daraltıyor. Bülent Öztürk yazdı…

Toplumun Kimyası Bozuluyor

Yaşadığımız çağda insanların kimyası bozuldu. Bunun nedeni yalnızca ekonomik sıkıntılar değil; adaletin zayıfladığı, liyakatın geri plana itildiği, değerlerin hızla aşındığı bir toplum haline gelmemiz.

Bugün Türkiye’de en çok hissedilen sorunlardan biri, hukuka olan güvenin zedelenmesi. Suç işleyenlerin kısa sürede serbest kalması, toplumda “suç işlesen de bir şey olmuyor” algısını güçlendiriyor. Bu durum sadece adalet sistemini değil, vicdanları da örseliyor. Çünkü hukukun olmadığı yerde güven, huzur ve toplumsal barış da kalmaz.

Liyakatin yerini sadakat aldığında emeğin değeri düşer. Küçüğün büyüğe, büyüğün küçüğe saygısı kalmadığında ise toplumun temeli sarsılır. Bugün, tam da bu tabloyla karşı karşıyayız.

Teknoloji: Nimet mi, Tehdit mi?

Teknoloji kuşkusuz hayatı kolaylaştıran büyük bir güç. Bilgiye ulaşmak, iletişim kurmak artık bir dokunuş kadar yakın. Ancak özellikle son yıllarda hayatımızın merkezine yerleşen akıllı telefonlar ve tabletler, insan ilişkilerini gölgede bırakıyor.

Artık insanlar birbirinin yüzüne değil, ekranına bakıyor. Çocuklar oyun oynamayı, gençler sohbet etmeyi, büyüklerse dinlemeyi unuttu. Dikkat dağınıklığı, konsantrasyon eksikliği, empati kaybı… Tüm bunlar, dijital çağın sessiz ama derin yaraları haline geldi.

Ekonomide Derinleşen Kriz: Gıda Enflasyonu

Dünyanın her yerinde bu değişim yaşanıyor ama Türkiye’nin kendine özgü bir başka gerçeği var: üretimdeki kriz ve artan gıda enflasyonu.

Üretim maliyetlerinin yükselmesi, tarım politikalarındaki eksiklikler, döviz dalgalanmaları ve girdi fiyatlarının artışı hem üreticiyi hem tüketiciyi zorluyor. Üretici emeğinin karşılığını alamazken, vatandaş da temel gıdalara erişmekte zorlanıyor. Sofralar küçülüyor, yaşam kalitesi düşüyor.

Sonuç: Adalet Olmadan Hiçbir Şey Ayakta Kalmaz

Toplum olarak yeniden silkelenmeye, adaleti, liyakati ve üretimi merkeze alan bir anlayışa dönmemiz gerekiyor. Çünkü insanın kimyasını bozan en büyük etken adaletsizliktir.

Unutmayalım: Adaletin olmadığı yerde teknoloji de üretim de insanlık da anlamını yitirir.

{ "vars": { "account": "G-7YJBF10L1T" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }