Gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti olmasın. 

Bir kadının daha gülüşü yarım kalmasın.

İsimler, şehirler değişiyor ama vahşet değişmiyor.

Vahşeti bu kez Denizli de yaşadık. Bir kız kardeşimizde canice katledildi.

Bugün bir güneşimiz daha soldu. 

Kaç anne kaç baba daha evlat acısı çekecek?

Kaç cani yüzünden kaç kadını kaybedeceğiz? 

Hangi bahaneler, hangi ihmaller bu kadınların ölümüne sebep oluyor. İlgili merciler gerçekten bunların sebepleri üzerinde durup ciddi araştırmalar yapıp ciddi tedbirler alıyor mu?  

İstanbul sözleşmesinden vazgeçilmesi, konuya ne kadar ciddiyetsiz baktıkları ve tedbir almak için herhangi bir çaba sarf etmedikleri gibi şiddete çanak tuttuklarını göstermektedir. İstanbul Sözleşmesi, rengi, dili, dini, kılık kıyafeti, dünya görüşü ne olursa olsun tüm kadınların şiddet görmemesi; kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olabilmesi için vardı.

Son on yılda görülen kadın ölümlerindeki artış bunun ciddiye alınmadığı, caydırıcı ve yaptırım gerektiren cezaların verilmediğinin bir sonucudur

Ülke kutuplaşma noktasında cehalete boğuldu. Sevgi empati, tolerans, hoşgörü, güler yüz, vicdan ve merhamet kalmadı. Kanunsuzluk, kuralsızlık, toplumun ahlaki değerlerini ve vicdanını duygularını kaybetmesi; kin ve nefret ile beslenmenin kaçınılmaz sonuçları olarak karşımıza çıkıyor.

Kadın cinayetleri politiktir!

Etkili ve yetkili kurumlar tarafından sürekli her ortamda dile getirilen kadının toplumsal yaşamı ile ilgili söylemler erkek cinayetlerini besleyerek erkek egemen bir zihniyet oluşmasını teşvik ediyor. Kendilerinin istediği yaşam tarzı dışında yaşayan kadınların şiddeti ve cinayeti hak ettiği algısı yaratılıyor.

Son yıllarda artan kadın cinayetlerinin sorumlusu mevcut iktidarın uyguladığı kadın düşmanı politikalardır. 2016’da 329, 2017’de 409, 2018’de 440 ,2019 yılında 474, 2020 ‘da 436, 2021 yılının ilk altı ayında 247 kadın erkekler tarafından öldürüldü.

Kadınlar yaşamın her alanında ayrımcılığa, baskıya şiddete ve sömürüye maruz kalmakta. Bunu destekleyen söylemler, artan şiddetin faillerinin serbest bırakılması, kadınlara şiddet uygulayanları ve öldürenleri cesaretlendirmekte, kadın cinayetlerini körüklemektedir

Kadınları hedef gösterenler, sindirmeye, susturmaya çalışanlar şunu bilmelidir ki; biz kadınlar kazanılmış haklarımızdan, demokrasiden, özgürlükten ve eşit yaşam talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz.  

Hak, hukuk, adalet, yaşam hakkı ve yaşam güvenliğinin sağlanması için devletin gerekli önlem ve tedbirleri acil olarak alması ve uygulaması gerekir.

İstanbul sözleşmesine dönmediğimiz her gün insanlık yok oluyor. Kadınlar ölmeye, şiddet görmeye devam ediyor.

Kadın olmanın zor, kadın ölmenin kolay olduğu bu ülkede;

BU SON OLSUN 

YETER ARTIK!!!!!

Cumhuriyet Halk Partisi 

Denizli İl Kadın Kolları Başkanı 

Ayşen Kocabay