OKUMAK

OKUMAK Azizim, sadece okulda okunmaz kitap. Bunu biliyorsun değil mi? Ne zaman birine “Kitap okuyorum.” desem, yüzümde bir tebessüm arar gibi bakıyor. Ardından da hep o aynı soru: "Okuyup ne olacak, sanki?"

OKUMAK
Azizim, sadece okulda okunmaz kitap. Bunu biliyorsun değil mi?
Ne zaman birine “Kitap okuyorum.” desem, yüzümde bir tebessüm arar gibi bakıyor. Ardından da hep o aynı soru:
"Okuyup ne olacak, sanki?"

Ne mi olacak? Neler neler olur… Ama bilmiyorlar. Belki de bilmek istemiyorlar.
Çünkü bilmek biraz yük demek. Okuyan insanın omzuna dünya daha ağır gelir. Kalabalıkta yalnızlığı, sessizlikte gürültüyü duyar. İçinde taşıdığı başka bir dünyanın anahtarını hep yanında gezdirir.
Ve hem, okuyanı kim sevmiş ki?

Herkes dünya işlerinin peşinde. Sabah koştur, akşam didin. Dizi izle, dedikodu yap, ortalığı karıştır. Hayat böyle geçip gidiyor işte.
Keşke diyorum, keşke birileri de bir kitap peşinde koşsa.
Keşke biri gelip “Ben dün gece şöyle bir kitap okudum.” dese.
Ama nerede be Azizim.
İnsanlar kitap okumak yerine, başkaları hakkında konuşmayı daha çok seviyor. Mahallede kim daha çok dedikodu yapıyorsa, ona “akıllı” gözüyle bakıyorlar.

Ben de bunu anlamıyorum.
Ne ara böyle olduk?
Ne ara içi boş sohbetler, derin kitap cümlelerinin önüne geçti?
Ne zaman sustu kitapların sesi?

Özlüyorum be Azizim.
Şöyle iki kişiyle oturup, çay eşliğinde kitaplar üzerine konuşmayı…
Bir karakterin derinliğini tartışmayı, bir yazarın cümlelerine hayran kalmayı.
Yok işte… Okuyan kalmadı.
Ama olsun.
Ben yine de umutluyum.
Belki yarın…
Belki bir gün çıkar karşımıza kitabın tozunu, kokusunu seven biri.
Belki bir gün, yeniden kitapların sayfalarında buluşuruz...
Her daim bir umut vardır🍀
Aylin Özgür

{ "vars": { "account": "G-7YJBF10L1T" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }