Özel Denizli Tekden Hastanesi Üroloji doktorlarından Op. Dr. Ali Gürağaç, ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Dr. Ali Gürağaç, "Sık sık ve kesik kesik idrar yapma, idrara başlamada zorlanma, idrarda çatallanma, idrardan sonra damlama, idrar kaçırma gibi şikayetler prostat hastalıklarının habercisi olabilir" dedi.

Prostat mesanenin altında idrar kanalını çevreleyen kestane büyüklüğünde olan bir organdır. Yapılan son araştırmalara göre hayatı boyunca her yedi erkekten birine prostat kanseri teşhisi konulmaktadır. Prostat ile ilgili merak edilenleri Özel Denizli Tekden Hastanesi Üroloji doktorlarından Op. Dr. Ali Gürağaç, açıkladı. Sık sık idrara çıkmak sadece prostat hastalıklarının değil, idrar yolu enfeksiyonlarının, üriner sistem taş hastalıklarının habercisi olabileceğinin bilgisini veren Op. Dr. Ali Gürağaç, “Hatta hastalarda eşlik eden diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklar ve buna bağlı olarak kullandıkları ilaçlar da sık idrara çıkmaya sebep olabilmektedir. Herhangi bir hastalık olmasa bile ilerleyen yaşla birlikte özellikle gece böbreklerden idrar üretimi arttığı için hastalarımız, geceleri sık idrara çıkma şikayeti ile de bize başvurmaktadır. Prostatın sık idrara çıkmak dışında da bazı belirtileri mevcuttur. Bunlardan en sık karşılaşılan semptomlar arasında sık sık ve kesik kesik idrar yapma, idrara başlamada zorlanma, idrarda çatallanma, idrardan sonra damlama, idrar kaçırma gibi şikayetler de prostat hastalıklarının habercisi olabilir. Ama her zaman prostat hastalığına bağlıdır diyemeyiz” şeklinde bilgi verdi.

Özellikle 50 yaşından sonra prostat büyümeye ve idrar kanalını sıkıştırmaya başlar

Özel Denizli Tekden Hastanesi Üroloji doktorlarından Op. Dr. Ali Gürağaç, “İdrarda yanma ve idrar yaparken ağrı prostat hastalığının habercisi olabilir. Prostat dediğimiz mesanenin altında idrar kanalını çevreleyen, kestane büyüklüğünde bir organıdır. Sağlıklı bir erkekte 12,15 ya da 18 civarında büyüklüğü söz konusuyken özellikle 50 yaşından sonra sebebini tam olarak bilmediğimiz nedenlerle prostat büyümeye ve idrar kanalını sıkıştırmaya başlar. Prostatı büyüyen hastalarımızda mesanenin tam boşalamamasına bağlı olarak idrarın enfekte olmasıyla yanma gibi şikayetler sıklıkla karşımıza çıkar” dedi.

“İdrarda kanama varsa ama hastanın ağrı, yanma gibi şikayetleri yoksa bu düşünülenden çok daha acil bir durum olabilir”

İdrarda kan görülmesi hakkında bilgi veren Op. Dr. Ali Gürağaç,”İdrarda kan görülmesi özellikle vurgulanması gereken bir durumdur. Ürolojik açıdan idrarda kan görülmesini ikiye ayırıyoruz. İdrarda kan şikayeti olan hastanın idrarda yanma, ağrı gibi şikayetlerinin de olup olmaması bizim için çok önemli. İdrarda yanma ve ağrı olmadan kanama olması durumu genellikle mesane tümörlerinin erken dönemde belirgin özelliklerinden biri olabiliyor. Ağrısı ya da başka bir rahatsızlığı olmayan hastaların hiçbir şikayetim yok diye erken dönemde doktora başvurmamaları ile sık sık karşılaşabiliyoruz. Özellikle belirtmeliyim ki idrarda kanama varsa ama hastanın ağrı, yanma gibi şikayetleri yoksa bu düşünülenden çok daha acil bir durum olabilir. Lütfen bu gibi şikayetleriniz varsa mutlaka bir üroloji doktoruna muayenenizi olun ve kontrollerinizi aksatmayın” ifadelerini kullandı.

“PSA üç durumda yükselir”

Kullanılan kılavuzlara göre normal PSA değerinin dördün altında olması gerektiğini vurgulayan Üroloji uzmanı Op. Dr. Ali Gürağaç, “PSA dediğimiz test prostattan salgılanan ve kanda ölçtüğümüz bir hormondur. PSA değerini dördün üzerine çıkaran bazı durumlar mevcut. PSA üç durumda yükselir. PSA değerini yükselten durumlar; prostatın çok büyük olması, prostat iltihabı ya da prostat kanseridir. Sadece PSA yüksekliğine bakılarak o kişide prostat kanseri olup olmadığına karar verilmez. PSA değeri yüksek olan kişinin makattan muayene de olması gerekir. Eğer şüpheli bir durum varsa prostatın içinde şüpheli lezyonların olup olmadığını gösteren MR yöntemi ile bu şüphenin teyit edilmesi gerekir. Eğer yapılan MR sonucunda kanser şüphesi varsa yapılan tetkik ve muayenelerin dışında hastadan mutlaka biyopsi alınarak patolojiye verilmesi gerekir. Tedavi biyopside çıkan sonuca göre belirlenir. PSA değeri yüksek olan fakat biyopsi temiz çıkan hastada artık prostat kanseri olmayacağı anlamına gelmez. Bunun için eğer ailede prostat kanseri öyküsü yoksa 45-50 yaşından sonra her erkeğin yılda bir kere kontrollerini yaptırmasında fayda var. Eğer ailede prostat kanseri öyküsü varsa 40 yaşından sonra mutlaka üroloji kontrollerinin yapılması gerekir. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi prostat kanserinde de erken teşhis hayat kurtarır. Gerekli kontrolleri ihmal etmeden, ertelemeden yaptırmak çok önemlidir. Hastanemizde Plazmakinetik ve Holep gibi modern cihazlarla, prostatın iyi huylu büyümesi tedavi edilmektedir. Prostat kanseri için açık ve laparoskopik (kapalı) cerrahi tedavileri modern cihazlarla yapılmaktadır” şeklinde bilgi verdi.