İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, ‘İYİ Eğitimle, Özgür ve Yenilikçi Birey, Çoğulcu ve Katılımcı Toplum Vizyonu Tanıtım Toplantısı’na katıldı.

Akşener, programda partisinin eğitim ilkelerini açıkladı. Akşener, eğitimin önemine değinerek şunları söyledi;

*Eğitime olan güvenin ortadan kalktığı, bunun bilerek devam eden beceriksizlik sebebiyle değil gayet bilerek yapıldığına inananlardanım. Kimse bu kadar ahmak olamaz. Hani bizim gençliğimizde vardı ya; ‘İşçisin sen işçi kal, köylüsün sen köylü kal’ sisteminin bir şekilde hayata geçmesi için yapıldığına inandığım bir keşmekeş bu.

*Bu kadar bilimden uzak, bu kadar sürekli değişen, dijital dünyanın değer setleriyle yeni bir kurgulamaya gitmek gerekirken; bambaşka, parası olanın çocuğunu okuttuğu, parası olmayanın çocuklarının ‘İşçisin sen işçi kal, köylüsün sen köylü kal’ mantığına mahkum edildiği bir eğitim düzeniyle karşı karşıyayız.

*Büyükşehirlerde ilkokul talebelerini göndereceğiniz devlet okulu konusunda sıkıntılarınız varsa, sadece özel okulda iyi bir eğitim alınabilir anlayışının kabul görmesi, sınavlara duyulan güvensizliğin arşa çıkması gibi konular Türkiye’deki gençleri burada mühendis olmasına rağmen gidip yurt dışında garson olarak çalışmaya itiyor.

6 İLKEYİ AÇIKLADI

Eğitimin bir ülkenin en önemli unsuru olduğuna vurgu yapan Akşener, sözlerinin devamında partisinin eğitim ilkelerini şöyle sıraladı:

“1’inci ilkemiz; Hukukun üstünlüğünü esas alan liyakat ve veri tabanlı bir yönetim. Bakanlık ve okul yöneticilerinin seçimi ve atanmasında liyakat, objektiflik ve hesap verebilirlik esas alınacak.

2’nci ilkemiz; Nitelikli eğitim ve fırsat eşitliği için yeterli, planlı ve koordineli bütçe yönetimi, eğitim bütçesi eğitim harcamalarında KDV’nin kaldırılması, öğrenci destek kart projemiz var.

3’üncü ilkemiz; Mesleki açıdan sürekli gelişen itibarlı ve yüksek motivasyon sahibi öğretmenler. Öğretmenlerin atanması, mülakatların kaldırılması, mesleki gelişim, meslek kanunu, öğretmenlere ekonomik destek verilmesi.

4’üncü ilkemiz; Potansiyelini gerçekleştiren, motivasyonu yüksek ve geleceğe umutla bakan öğrenciler. 1 yıl zorunlu okul öncesi, 5 yıl ilkokul, köy okullarının açılması, LGS’nin kaldırılması, güçlü okul modeli, mesleki eğitim.

5’inci ilkemiz; Ülkemizin yenilik ve rekabet potansiyelini geliştirecek, katılımcı ve kapsayıcı bir yüksek öğretim. Özgür ve özerk üniversiteler. Barınma sorunu. Kredi ve burslar.

6’ncı ilkemiz; İnsanın ve toplumun sürekli gelişimini destekleyen, hayat boyu öğrenme, kredilendirme ve sertifikalandırma sistemi.”

“BU KADAR HOYRAT DAVRANILAN EĞİTİM SİSTEMİ OLAMAZ”

Programın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akşener, öğretmenlerin bu kadar itilip kakıldığı bir dönemi yaşamadıklarını savunarak, “‘Atanamamış öğretmen’ diye bir kavram var, ‘ücretli öğretmen’ diye bir tarif var, ‘sözleşmeli öğretmen’ diye bir tarif var ve ‘kadrolu öğretmen’ diye bir tarif var. Bir de özel okullarda, dershanelerde çalışan öğretmenler var. Birçoğunun asgari ücret ve onun altına çalıştığına dair iddialar var. Bu kadar hoyrat davranılan bir eğitim sistemi olamaz, hak aramaya gayret eden öğretmen grubuna da kantarın topuzunu kaçırdığınız tutumu yanlış buluyorum” diye konuştu.

O GÖRÜNTÜLER PAYLAŞIP İKTİDARA SESLENDİ: HADİ ORADAN

Öte yandan Akşener, Gençler İçin Gençlerle Beraber programından bir kesiti sosyal medya hesabından paylaştı.

“YURTTA BİZE BELLİ BİR GRAMDA YEMEK VERİLİYOR”

Akşener'in paylaştığı videoda bir gencin, “Aldığım parayla sadece temel ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Yurtta bize sadece belli bir gramda yemek veriliyor” sözleri yer aldı.

Yaşadığı geçim sıkıntısı nedeniyle ülkeyi terk etmek istediğini anlatan gencin, “Bir şekilde yurt dışına gitmek istiyorum. Ben burada öğrencilik hayatımı yaşayabildiğimi düşünmüyorum. Bir konser biletine benim bir haftalık paramı vermem lazım. Gerçekten çok umutsuzum. Bu ülkede istediğim şeyleri yapabileceğimi düşünmüyorum. Kafamda bu ülkeden gitmek var” sözleri yürekleri burktu.

AKŞENER’DEN İKTİDARA: HADİ ORADAN!

Akşener ise öğrencinin konuşmasını şu sözlerle paylaştı:

“Gencecik evlatlarımızı; sosyal hayatlarının, temel alışverişlerinin, hatta 1 öğün fazla yeme isteklerinin bile lüks sayıldığı bir Türkiye'de yaşamaya mahkûm ettiler. Sonra da bu ülkeden gitmek istediği için onları hain ilan ettiler. Hadi oradan!”